Güneşli bir Aralık gününden merhabalar. Bugün bir müjdem var. Uzun süredir üzerinde çalıştığım yeni çocuk romanım ISSIZ ADA sonunda raflarda. Issız Ada ve benim uzun bir geçmişimiz var. Pandemi başladığında yazmaya başladım onu. Çok ara verdim. Çok defa rafa kaldırdım. Ancak ne zaman pes etsem Beren kitabın sayfalarının arasından çıkıp konuştu benimle.
Bu kitapta ne var derseniz, söyleyeyim. Öncelikle karakterime duyduğum müthiş bir sevgi ve bağlılık var. Görünümü yüzünden zorbalığa uğrayan bir kız, Beren. Yedinci sınıfta. Üstelik tüm bu büyüme ağrıları yaklaşan liselere geçiş sınavı ve okul stresiyle birleşiyor. En yakın arkadaşının onu terk etmesi de cabası. Beren ISSIZ ADA isimli bir tablet oyununa sığınıyor. Hem yalnızlık, hem başarısızlık hem de zorbalıkla mücadele eden bir çocuk başka ne yapsın?
Sosyal medyanın özellikle kızlar üzerinde kurduğu o korkunç güzel görünme baskısı karşısında güçlenmek ve kendini sevebilmek hakkında bir hikaye bu. Başka neler mi var? Bir ailenin kadınları arasındaki sevgi bağı… Birbirine destek olmayı seçen kızlar… Çılgın bir tiyatro oyunu… Lakabını şu filmden, korkunç oyuncak bebek Chucky’den alan yepyeni bir arkadaş…. Sisin ne zaman yutacağı belli olmayan, atmaca efsaneleriyle ve festivaliyle ünlü gizemli bir şehir.
Okuyan herkese iyi gelsin. Ancak en çok da büyük hayaller kuran kızlara!
