15 Şubat’ta okullar açılacakmış. Senaryo çok bariz. İki üç hafta çocuklar okula gidecek ve o arada vaka sayıları artacak: sonra tekrar bu iç bunaltıcı izolasyon sürecine geri döneceğiz.
Rüyamda doktordayım. Doktorla konu konuyu açıyor ve kışlık salça muhabbetine geliyoruz. Çakaçuka salçası yaptım diyorum övünçle. O ise “Ben de çakaçuka salçası yapmak istiyorum” diyor.
” Tamam.
Beşinci sınıfın yazıydı yanılmıyorsam. Günlerimi oradan oraya bisiklet sürerek, paten kayarak, yapraklarla oyuncak yemekler pişirerek ve bulduğum tüm Buzzy dondurmaları yutarak geçiriyordum. Müthiş bir özgürlük.
Dört duvarın içinde yapayalnız bir kız çocuğu.
2020 tarihe geçecek bir yıl.
Hepimizin evde kaldığı – ya da kalamadığı- yıl.
Önümüzdeki yıl için yeni yıl kararları alıyor insanlar. Her şey bir anda normale dönecekmiş gibi. Saat 00.
-Önceleri farklı hayaller kurardım. Gideceğim ülkeleri, göreceğim şehirleri, almayı planladığım tüm o şeyleri. Japonya, Maldivler, İskoçya’yı. Hayallerim bu dönemde epeyce bir ufaldı.