• Menü
    • Yeni Tanı Tip 1 Diyabetli Çocukla Yaşam Rehberi
    • Malzemeler
    • Ölçüler
    • Karbonhidrat Listesi
    • Sık Sorulan Sorular
    • Gizlilik Politikası
  • YAZILAR
  • Tarifler
  • Hakkında
    • Basında
  • Kitaplar
  • Diyete Göre
    • AIP Tarifler
    • GAPS Tarifler
    • Ketojenik Tarifler
    • Kuruyemişsiz Tarifler
    • Paleo Tarifler
    • Raw Tarifler
    • Sütsüz (Kazeinsiz) Tarifler
    • Vegan Tarifler
    • Yumurtasız Tarifler

logo
Skip to content
  • Menü
    • Yeni Tanı Tip 1 Diyabetli Çocukla Yaşam Rehberi
    • Malzemeler
    • Ölçüler
    • Karbonhidrat Listesi
    • Sık Sorulan Sorular
    • Gizlilik Politikası
  • YAZILAR
  • Tarifler
  • Hakkında
    • Basında
  • Kitaplar
  • Diyete Göre
    • AIP Tarifler
    • GAPS Tarifler
    • Ketojenik Tarifler
    • Kuruyemişsiz Tarifler
    • Paleo Tarifler
    • Raw Tarifler
    • Sütsüz (Kazeinsiz) Tarifler
    • Vegan Tarifler
    • Yumurtasız Tarifler
  • Instagram
  • Facebook
  • Pinterest
  • Twitter
  • Benimle gölgem arasındaki bir mesele
  • Tipsiz 1 Gribal Enfeksiyon
  • Ön ergenlik zor...
  • Spor, Kan Şekeri ve 2023
  • Küçük bir güncelleme
Ezmeler&Soslar GAPS Ketojenik Raw Sütsüz Vegan Yumurtasız

Ev Yapımı Fıstık Ezmesi

Çocuğunuz yeni tanı konulmuş balayı dönemindeki bir diyabetli ise, ister istemez mucizevi bir iyileşme için ümit ediyor ve bekliyorsunuz. Buna kabullenememe süreci deniyor. Farkında olmama rağmen ümit etmekten vazgeçemiyorum.

Devamı

3 Ocak 201518 Ekim 2022 by badeninsekeri
Newer Posts 1 … 58 59

INSTAGRAM

silabakialkan

2023 hayalim ☺️ Yeni yılda evleriniz huzurla 2023 hayalim ☺️
Yeni yılda evleriniz huzurla ve bereketle, etrafınız sevdiklerinizle, kulaklarınız neşeli kahkahalarla, karnınız lezzetli yemeklerle, kalbiniz sevgiyle, ruhunuz kitaplarla, cüzdanınız milyonlarla, ülkemiz adalet ve refahla dolsun.

Hepimize iyi gel 2023 🎀🎄

Mutlu Yıllar!
Toplantının teması: "Çocuklar okuduklarını a Toplantının teması: "Çocuklar okuduklarını anlamıyorlar. Daha çok paragraf sorusu yapsınlar."

Toplantı hararetleniyor.

Veliler okulu ve eğitim sistemini, okul akıllı telefonları ve velilerin çocuk yetiştirme stilini suçluyor. 

Çocuklar o sırada bahçedeler. Çünkü Aralık ayı ama yirmi derecelik bir gün var dışarıda. Güneş parlıyor.  Veliler onların seçeneklerini ve yolunda gitmeyen her şeyi tartışıp dururken onlar konuşuyor, gülüyor, koşuyorlar. 

Neler olduğunu bile çözemeden, ergenlik ve kafası karışık yetişkinler ve yeteneklerini ölçmekte ah, ne kadar da başarısız! olan o testler arasında büyümeye çalışıyorlar.

Toplantı bittiğinde yanına gidiyorum. Temiz hava, eğlence ve attığı parendelerden pembe pembe olmuş yanakları. 

İsyan ediyorum içimden. Kafamdaki tüm şıklar siliniyor. 

En güzel ama en zor çağlarındalar çünkü. Bedenleri değişiyor, kendilerini keşfediyor, yaşıtları tarafından kabul görmeye çabalıyor, bir yandan da aileleriyle çatışmaya başlıyorlar. Üzerine test çöz, soru çöz, ölç, değerlendir, daha çok soru çöz, telefona bakma, erken yat, küfür etme, odanı topla, kitap oku, onu giyme, onunla görüşme, kıpırdamadan ders dinle diyip duran bir sürü yetişkini memnun etmeye çalışıyorlar.

Tam da bu döneme sınav koymak kimin acayip parlak fikriydi gerçekten çok merak ediyorum. 

Parende atmayı beceremiyordur kesin. 🤸🤸🤸😌😌😌

#lgsiscoming
Mesele bulunduğun yerden memnun olmakla ilgiliymi Mesele bulunduğun yerden memnun olmakla ilgiliymiş, bunu anlayalı çok oluyor. Bilirim, durup bir şimdiye bakmak lazım arada bir.

Daha fazlasını istemekten ne kadar çok yol gittiğine bakmıyor bile insan. Ne çok şeye sahip olduğu aklından çıkıyor. Parmağıyla ekranı kaydırıp duruyor ve isteyecek yeni, yepyeni şeyler buluyor. 

Ne üzücü. Bu körlük...

Bazen her şeyin benimle ilgili olmadığının, herkesin yolculuğunun farklı olduğunun ve başkalarının korkunç davranışlarının benim değerimi belirlemediğinin hatırlatılmasına ihtiyaç duyuyorum. Belki ihtiyaç duyan bir başkası daha vardır:

Her şey seninle ilgili değil.
Herkesin yolculuğu birbirinden farklı.
Başkalarının korkunç davranışları senin değerini belirlemez.

Sarılmışım farzedin. ☘️

#9AralıkCuma
#notlarım
Çocuklardan çocuklara kitap tavsiyelerini liste Çocuklardan çocuklara kitap tavsiyelerini liste olarak paylaşacağım dedim ama bizim Bilbo saldırıya uğradı ve hepsi kuş oldu ve aklımdan tamamen uçup gitti. Sonra ortalık durulunca gelip omzuma kondu yine, hatırlatıverdi kendini:) Önümüzdeki hafta paylaşmayı planlıyorum. Çok, çok, çok güzel öneriler var:)

Bu paylaşımın konusu ve bu günlerin gözdesi: Tom'un Gece Yarısı Bahçesi. Zaman yolculuğu, rüyalar ve çocukluğun sihrinin iç içe geçtiği fantastik bir klasik.

Kitaptan sevdiğim bir alıntı:

"Nasıl istersen," dedi Hatty. Ona nereye gideceğini hiçbir zaman sormamıştı.

"Yarın seni görmeye geleceğim," dedi Tom.
Hatty gülümsedi.
"Hep böyle diyorsun, ama çoğunlukla aylar sonra geliyorsun."
"Ben her gece geliyorum," dedi Tom.

Nasılını, nedenini okuyunca göreceksiniz:) Üçüncü sınıf ve üzeri tüm fantastik kitap severler için uygun. Çocuk kitaplarının sadece çocuklar için olduğunu düşünmüyordunuz değil mi?

 @isbankasikulturyayinlari

#kitaptavsiyesi
#çocukkitapları
Bu konu pek çok defa dile getirildi ancak hiçbir Bu konu pek çok defa dile getirildi ancak hiçbir şekilde aksiyon alınmadı.

Türkiye’de çocukların büyük bir kısmı yükselen enflasyon sonucu gıdaya gelen zamlar sebebiyle yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamıyor.  

Devlet okulunda okuyan her dört çocuktan birinin okula aç gittiği bildiriliyor. Açlıktan söz ediyoruz.

Açlıktan.

Karnı aç çocuğun kafasını eğitime vermesi mümkün mü? Dahası sağlıklı bir birey olabilmesi mümkün mü? Çünkü uzmanlar yetersiz beslenme sonucu bodurluk ve çeşitli kronik rahatsızlıkların artacağını da söylüyorlar. 

Yakın gelecekte.

Beslenme, çocukların en temel hakkıdır. 

Herkesi bu konuda ses olmaya, kamu kurumlarını da acilen aksiyon almaya davet ediyoruz.

Devlet okullarında ivedilikle okul yemeği uygulamasına geçilmelidir. 

#okulyemeğiuygulaması
Geçtiğimiz hafta başımıza korkunç bir olay g Geçtiğimiz hafta başımıza korkunç bir olay geldi. Bir misafirlikten dönerken sahibinin tasmasız gezdirdiği bir Golden Retriever Bilbo'muza saldırdı.

O kadar ani oldu ki (arabaların arasından fırladı) müdahale edemedim bile. Eşim orada olmasa mümkün değil ayıramazdık da. Bilbo bir haftadır tedavi görüyor ve şu an gayet iyi. Ama benim bir çift lafım var.

Öncelikle sözüm tasmasız köpek gezdiren şovmenlere: yapmayın. Köpeklerin içgüdüsüne güven olmaz. Sahiplendiğiniz köpekten so-rum-lu-su-nuz! Bu kadar basit. 

İkinci söyleyeceğim şu: hadi böyle bir halt yendi diyelim. Köpeğin sahibinin diğer taraftan özür dilemesi, bir geçmiş olsun, yapabileceğim bir şey var mı diye sorması gerekmez mi? Yapmadı. Ne yaptı biliyor musunuz? Tasması varsa çekip kurtarsaydın köpeğini dedi. Köpeğini dövdükten hemen sonra!

Kendi sorumluluğunu masum ve ilkel bir canlıya yüklemek sadece "medeni" insanın yapabileceği bir kötülük. 

Buradan lafı Konya'daki korkunç katliama getireceğim. Neolitik Çağ'dan beri birlikte yaşadığımız köpeğin popülasyonunu kontrol altında tutmaya çalışırken her seferinde katliam yapan insana!

Sahipsiz hayvan popülasyonunun insan yaşamına etkisini hesaplayıp denetleyecek olan insani mekanizma adı üzerinde " insancıl" olmalıdır. Kontrollü bakım ve insan merhametinin yerini ne zaman ihmal, ne zaman kürekle cinayet aldı?

Bizler kadar hayvansever, kedi köpek, kuş sevgisiyle tanınan, hatta bu şekilde tarihe geçmiş bir millete yakışıyor mu bu?

Görüntüleri izlediğimde tek gördüğüm ilkel, vahşi bir Homo Sapiens sürüsü. Başka bir şey değil.

Yazıklar olsun!

#konyadakatliamvar
Tarihte türlü türlü lider var. Güç için yap Tarihte türlü türlü lider var. Güç için yapmadığını bırakmayan bir sürü hükümdar!  Kendini Tanrı Kral ilan edenlerden tutun, güç sarhoşluğu içinde mükemmel insan soyunu yaratmaya kalkanlara... 
.

Bir de o var. 

Taht, zenginlik, unvan ve güç yerine aklı, bilimi ve halkını refaha taşımayı seçmiş bir idealist. Bu yüzdendir sevgimiz. Bu yüzden saygımız. Gelmiş geçmiş en büyük lider, huzurla uyu. Her zaman izindeyiz.

#10kasım
Günün bana verdiği hissiyata uygun, en sevdiği Günün bana verdiği hissiyata uygun, en sevdiğim, ürkütücü, tuhaf, gotik kitapların bazılarını seçtim.

VE,

Fırsat bu fırsat, bizim kültürümüzde de (Anne tarafından Balkan Türklerindenim) Halloween benzeri, neredeyse unutulmuş bir kutlama olduğunu biliyor muydunuz? 

🎃"Bocuk Gecesi" kuşaktan kuşağa çeşitli efsanelerle aktarılmış "korku" dolu bir Balkan geleneği. Ocak ayında kutlanıyor!

Bocuk Gecesi ile ilgili en kapsamlı araştırma Türk halkbilimcilerinden Erman 
Artun’a ait. 

Prof. Dr. Artun, “Tekirdağ Âdetlerinden “Bocuk Gecesi” ve “Sedenka”
başlıklı makalesinde bu âdetin bir "Türk halk kültürü" ürünü olduğunu belirtiyor.

İnanışa göre Bocuk Gecesinde her evde mutlaka kabak pişiriliyor. Aile halkı, komşular ve akrabaların katıldığı gecede, gençler çarşaflara bürünerek komşularını "Bocuk geliyor" diye korkutuyor. ‘Bocuk' diye adlandırılan varlığın beyazlar içinde, insan görünümünde gezdiğine, "Bocuk karısı"nın kabak pişen eve gelip kötülük yapmayacağına inanılıyor.

Kulağa çok eğlenceli gelmiyor mu? Kesinlikle bu geleneğin yaygınlaşması gerekiyor:) 

(Kaynak:  ÇAMLICA’DA ESKİ BİR BALKAN KUTLAMASI: BOCUK GECESİ /
Süheyla SARITAŞ,
Ceylan HACIOĞLU makalesi)

#bizimdebocukgecemizvar
#hıh
Biraz nakit para ve eşyası kaybolmuş. Onun ve b Biraz nakit para ve eşyası kaybolmuş. Onun ve birkaç sınıf arkadaşının. Suçlamalar, komplo teorileri havada uçuşuyor. Ortalık toz duman. 

Peki çözümü nedir böyle durumların? Çocukları tek tek sorguya alıp korkutmak, ağlatmak mı? 

Bu güç okulda vardır, doğru. Bu yüzden bu kadar değerli, bu kadar önemli bir meslektir öğretmenlik. Öğretmen gücünü nasıl kullanacağını seçtiği an, bir çocuğun kaderini belirleyebilir.

Bir şeyler aşırma ihtiyacı duyan bir çocuğun hayatında eksik olan bir şey vardır. Bir suçlu değildir o, sadece yardıma ihtiyacı vardır. Hem de çok.

Ne mi olmuş? Her birine bir şapka dağıtılmış. Empati kurmaya, tartışmaya, farklı yönden bakmaya yönlendirmiş öğretmenleri. Suçlamadan. Adı üzerinde: öğreterek. 

Olay tekrarlanır mı bilmiyorum ama sular durulmuş, olması gerektiği gibi. 

#altışapkalıdüşünmetekniği
@glamourmag Çok güzel bir yazı. Özellikle be @glamourmag 

Çok güzel bir yazı. Özellikle benim kuşağımın maruz kaldığı "0 beden olun" zorbalığı, genç kızların omzuna bindirilen imkânsız güzellik standartlarından bahsediyor. 

Neydi öyle gerçekten? Neler çektirdiler bize? 
Ben 1984 doğumluyum ve benim kuşağımın  çoğu (özelikle kadınlar) yeme bozukluklarından muzdarip: anoreksiya, tıkanırcasına yeme, gizli yemek yeme.

O kadar fazlayız ki. 

Hayatını diyet yaparak geçirmiş biri olarak bu konu benim için çok önemli. Ömrüm boyunca yemek yemeyi bir suç, diyeti ise kendimi cezalandırma yöntemi olarak gördüm. Çünkü kadınlar "az yemeliydi" ve kadınlar 0 beden olmalıydı. İştahla, keyifle normal bir yemek yemek ne zaman bir kadını tanımlayan, ayıplanacak bir şey olmuştu? Dahası, iştahla yemek yemek ne zaman sadece erkekler yaptığında normal karşılanan bir şey olmuştu?

Yemek yemeyi sevdiğimi ve bunun normal olduğunu kabul etmek bile yıllarımı aldı. 
Tamamen iyileşmedim. İyileşmedik. Hala bedenime yüklenmiş o zorbalıkla savaşıyorum. Savaşıyoruz. Vücut ölçüsü kontrol polisi her yerde karşımıza çıkabiliyor. "Kilo mu aldın sen? Yoksa hamile misin?" ya da "Yüzün çökmüş. Azıcık kilo al." Aynı zorbalığın bilinçsiz sopaları... Artık iç sesimiz bile olmuş: "Ay biraz fazla mı yedim acaba?" 

Kendi kızıma aynısının yapılmasına izin vermiyorum. Vermeyeceğim.

Yeni nesillere mesajımız "zayıflık idealdir" olmamalı. Mesajımız herkesin farklı olduğu, değişik beden tiplerinin var olduğu ve bunun olmasının normal olduğu olmalı. Diyet yapmak ve bedenimiz için temiz beslenmek arasındaki farkı göstermek olmalı. Zayıflamak için spor yapmak ve sağlığımız için aktif olmak arasındaki farkı göstermek olmalı. Ve bedenlerini sevip kabullenmeyi öğretmek! 

Çünkü içine toplumun ağır eli tarafından Kate Moss gibi görünmen gerektiği tokatlanarak kodlanmış yansımanla her sabah göz göze gelerek yaşamak çok zor. Sonu ise yemekle kurulan sağlıksız ilişki....Bozuk bir kendilik algısı. Kendine duyduğu saygı ve sevgi 0 bedene inmiş kadınlar.

#notlarım
İyi ki doğdun Bilbo 🥳 Sayende kahkahasız gü İyi ki doğdun Bilbo 🥳
Sayende kahkahasız günümüz geçmiyor! Bilbo Baggins kadar uzun ömrün olsun e mi 💜

#Bilbo1yaşında
#dogsofinstagram 
#dogstagram
Tam dokuz yıla girmişiz... Ne yolculuk ama! Hal Tam dokuz yıla girmişiz... Ne yolculuk ama! 
Hala yanımızda olduğunuz için teşekkürler 🥰 

#BadeninŞekeri
Yazlıkları kaldırırken, "Ne kadar da çabuk ge Yazlıkları kaldırırken, "Ne kadar da çabuk geçti bu yaz!" dedi hüzünle. 

Benim hislerim çok daha farklıydı. Çünkü tarçınlı, yenibaharlı ve havuçlu kekin, balkabağının, akşamüstü ansızın dokunan hafif ürpertinin, üzerime aldığım ince hırkanın,  yaprakları savuran rüzgârın, kavanoza girme vakti gelen sebzenin, taptaze balığın ve yeniden öğrenciliğin mevsimi gelmişti. 

Yaz uykusundaki kefirimi uyandırdım. Her dersim için farklı bir defter aldım. Boş durmayı sevmeyen kombucha mantarını işe koştum. İncir reçellerini, şeftali konservelerini, kışlık domatesleri raflara dizdim. Çalışma masamı düzenledim. Dolaptaki Hindistan cevizi yağının günden güne katılaşmasını izledim.

Yaz ona ait, evet. Ama sonbahar, benim. 🍁

#notlarım
Bazen, hayatımda olup biteni değiştiremeyeceği Bazen, hayatımda olup biteni değiştiremeyeceğim zamanlarda eşyaların yerini değiştirirken bulurum kendimi. Değişim hayattır. Hayat, değişimdir.

Tohum büyürken şekil değiştirir. Filiz ve fidan, genç ve yetişkin. Kökleri kımıldar, yaş aldıkça değişir. Gövdesi uzar ve güçlenir ve yeni filizler verir. Birbiri ardına gelen iki mevsim yoktur ki aynı kalsın yaprakları. 

Mevsimler değişirken zihnimizdeki düşünceler, sıkı sıkıya bağlı olduğumuz inançlar da değişime uğrar. Bir bakmışız o öfkenin son kullanma tarihi geçmiş, asidi kaçmış. Sevinçler, başarılar, arzular anlamını yitirmiş. 
.
.
Mevsim yine değişirken bir yaz daha bitmiş. Onun yazı...
Konuşup gülüşen kızların birbirlerine uçuk sarı ve nil yeşili ve lila renkli oje sürdükleri, birlikte sandviç yaptıkları, ay parlarken gece pazarına gittikleri, birbirlerine sırlarını anlattıkları, denize giden yolda bisiklet sürdükleri, okey oynadıkları, dut toplamaya gittikleri ve köpeklerini gezdirdikleri günlerin yazı. Filizden fidana yürüyenlerin.
.
.
Benim yazım...
Dinlenmenin, balkonda içilen çayların ve geç saate kadar yapılan okumaların yazı. Yeni bir kitabın ilk cümlelerinin yazı. İnce Şeylerin yazı. Akşam serinliğinde kesilen kavunun, gölgede yenen tuzlu mısır koçanlarının yazı.  Sabırla sarılan yaprakların, çabucak kabaran hamurun, nazikçe doldurulan biberlerin, usulca pişen reçellerin yazı. Yeniden öğrenci olmaya karar verdiğim, yeni hayallerin yazı.

Güneşin parladığı, güneşin yaktığı, denizin yazıp yazıp bozduğu, değişimin yine geldiği, değişimin iyi geldiği yaz. 

Tohum büyürken şekil değiştirir. Filiz ve fidan, genç ve yetişkin. Kökleri kımıldar, yaş aldıkça değişir. Gövdesi uzar ve güçlenir ve yeni filizler verir. Birbiri ardına gelen iki mevsim yoktur ki aynı kalsın yaprakları. 

Nefes aldıkça.

#notlarım #badeninsekeri
Denizden çok korkmasına rağmen sadakati korkusu Denizden çok korkmasına rağmen sadakati korkusuna ağır basan, sırf sahibi denizde olduğu için endişelenip denize atlayan ve metrelerce yüzen canlıya köpek denir.

24.07 Silivri

#Bilbo
Yaşamak bu yangın yerinde Her gün yeniden öler Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek

Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak

Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak

Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek

Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek

Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek

Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek

"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"

Ataol Behramoğlu

#madımak
Sosyal medya ile hep bir dargın bir barışık bi Sosyal medya ile hep bir dargın bir barışık bir ilişkim oldu.  Özel hayatın gizliliğini korumaya sonuna kadar inanan biriyim. Bu yüzden paylaşımlarım her zaman kontrollü olmuştur. 

Yine de, özellikle kaba yorumların anksiyetemi ciddi şekilde tetiklediğini fark ettiğimden beri polemiğe girmiyorum. Linç ve "oversharing" ilgimi çekmiyor.  Gözüme ve gönlüme faydası yoksa ben de yokum. 

(Karşılaştırma olayı da önemli. Herkesin yolculuğunun bambaşka olduğunu tam olarak kavrayınca o da bitip gidiyor.)

Her şeye rağmen, sosyal medyayı kullanmayı öğrenmek zaman istiyor. Uzun bir zaman. Öğrendiğimden beri keyif alıyorum sadece.

Buradan sizlere seslenebilmek, duygularımı ifade edebilmek, işimi, ilgi alanlarımı, belki de sadece günün belli anlarını paylaşabilmek çok kıymetli. 

En önemlisi: Buradan gündemi yakalamak çok kıymetli! Özellikle ana akım medya üç maymunu oynarken haber alma özgürlüğüm çok, çok, çok kıymetli!

Sadece bunlar için bile,
İyi ki varsın sosyal medya!

Reposted from @turkishdictionary Dünya sosyal medya günü kutlu olsun! 🥳 Sosyal medyayı daha iyi kullanma konusunda farkındalığı arttırmak için bu içeriği sizlerle paylaşmak istedik. 🤩

Happy world social media day!🥳 We wanted to share this content with you in order to raise awareness about using social media in a better way. 🤩
Bir rüzgâr esiyor, tozu toprağı alıp götürüveriyor. Bir şeyleri açığa çıkarıyor. Yarı unutulanları. Belki unutulur diye gömülenleri. Bazense çukurları. Oralarda bir yerde bekleyen. Gizlenen. Çukurlardan birine düşmek, uzun zamandır kaçınılmaz:

Hastalığı kendi kendime tedavi etmeye karar verdiğim o gün. Aktardan kudret narı aldığım bir başkası. Yatmadan önce ona limonlu yoğurt yedirdiğim gece, ne olur ne olmaz. İlk günler...

Sensör takmamak için ağladığı sabah; içine ağladığım somonlu makarna tenceresi. İğne ucu, çok, pek çok iğne ucu. Bir süre sonra biriktirmeyi reddettiğim.

Bir anda bozulan parmaktan ölçüm cihazları, durup dururken sapıtan sensörler, tıkanan, kırılan insülin iğneleri. Sonra... Ağır hipoglisemiye şahit olduğumuz o gece. Yere saçılmış toz şeker tanecikleri. Günlerce ayaklarımıza yapışan. Odayı basan karıncalar.
...

Derin bir nefes alıyorum.
Gözlerimi gökyüzüne çeviriyorum.
Dışarıdayım işte. 
Ne tuhaf.

Topraklarımda çözülmeye başlamış anılar meğer. Yok olmamış, dönüşüm geçirmişler. Daha güçlü, daha verimli, daha zengin olmuş beni ben yapan madde.

Acıyı kompost mu eyledik ne ☺️

#tip1diyabet
Yaz tatili için çocuklara (ve büyüklere) okuma Yaz tatili için çocuklara (ve büyüklere) okuma önerisi: Carlie Sorosiak tarafından yazılmış HER ŞEY! 

Okumayı bırakamıyorum!

+10 yaş

@carliesorosiak 
@genctimas

#okumaönerileri #10yaşveüzeri
Türkiye'de 1 milyon, Dünya genelinde 160 milyon Türkiye'de 1 milyon, Dünya genelinde 160 milyon çocuk işçi var. 

Kuğukulak'ı ve Küçükpatatis Kasabasının maden işçisi çocuklarını işte tam da bu konuda farkındalık yaratmak için kaleme almıştım. 

Bu utancın tamamen ortadan kaldırılması için gerekli adımların atılması umuduyla 💜

En pahalı emek çocuk emeğidir çünkü. 

#çocukişçiliğiylemücadele 
#çocukişçiliğiylemücadelegünü
Load More... Follow on Instagram

Facebook

https://www.facebook.com/silabakialkan/

Arşiv

ARAMA

Bu web sitesindeki tüm tarifler, yazılar ve fotoğraflar Sıla Baki Alkan – Bade’nin Şekeri’ne aittir. Bu web sitesinde bulunan yazı, fotoğraf ve tariflerin izin alınmadan yayımlanması yasaktır. 2014-2022 Bade'nin Şekeri

Go to top
  • felestore
  • Plugins Wordpress
  • Themes Wordpress
  • Documents Wordpress