Sık Sorulanlar

Sık Sorulan Sorular

*Hani mutfak robotunu ve kahve değirmenini kullanıyorsunuz ?
Şu an Fakir Mix-Self 1000W kullanıyorum. Çok memnunum. Kahve değirmeni aparatı da var ancak benim ekstra bir kahve değirmenim daha var, emektarım Sinbo. Bir kaç kere dumanlar çıkartmama rağmen hala inatla çalışmaya devam ediyor.

*Kızınızın Tip 1 diyabetini tedavi etmek için xxx diyetini uyguluyor musunuz ? X kitabındaki tip 1 diyabet tedavi yöntemini denediniz mi? Alternatif tıbbı denediniz mi? Rezonans tedavisini denediniz mi?

Çocuğuna bu kadar düşkün bir ailenin her türlü tedavi yöntemini araştırmamış olması mümkün olabilir mi ?
Bir de Tip 1 konusunda farkındalığın artması ve şunun bilinmesi şart :
Diyabet pek çok çeşidi olan bir hastalık. Örneğin Tip 1 diyabet ve Tip 2 diyabet denilen iki hastalık çok ama çok farklı hastalıklardır. Tip 2 diyabet genelde yaşı ilerlemiş, insülin direnci olan, hareketsiz bir yaşam sürdüren, tahıl ağırlıklı ve yüksek karbonhidratlı beslenme alışkanlıkları olanlarda gelişir. Ve diyetle düzelebilir.
Tip 1 diyabetin sebebi ise şişmanlık / beslenme alışkanlıkları değildir.
Tip 1 diyabetle doğan bebekler vardır.  Ağzına buğday vs sürmeyen, aşı yaptırmayı reddeden, bol D vitamini takviyesi kullanan, kısacası her türlü önlemi alan ailelerin çocuklarında bile Tip 1 diyabete rastlanmaktadır. Eğer farkedilmezse ölümcüldür. Hasta hayatı boyunca insülin kullanmak zorundadır. İnsülini bırakmak söz konusu bile değildir.
Alternatif tıp tip 1 diyabeti iyileştiremez. Diyet tip 1 diyabeti iyileştiremez. Şifalı otlar, fasulye/ bamya/tarçın/çam çırası suyu kürleri, yoğurt limon kürü, felancanın yağı, hacamat, haftanın belirli günlerinde oruç tutmak (aman sakın diyeyim)  vs bu hastalığa çare olmaz.
Tip 1 diyabeti tamamen iyileştirdiğini iddia eden hiç kimseye kesinlikle itibar etmeyiniz.

*Neden Stevia kullanmıyorsunuz? Stevia çok doğal bir tatlandırıcı, çünkü o bir bitki!

Bu soruya benim yerime The Paleo Approach yazarı, bilim insanı ve otoimmün hastalıklar uzmanı Dr. Sarah Ballantyne cevap versin:
“Stevia genellikle en doğal şeker alternatifi olarak önerilir. Stevia rebaudiana Bertoni bitkisinden elde edilir ve şeker içermez. Dışarıdan baktığınızda mükemmel görünüyor. Ancak ben Stevia’nın en doğal halinin bile kullanılmasını önermiyorum.
Stevia’nın tatlı olmasının sebebi içerdiği steviol glikositleridir. Ve bu glikositlerin kendilerine özgü hormon yapıları vardır. Çoğu bilimsel araştırma Stevia’nın güvenli olduğunu belirtir ancak bazı çalışmalar Stevia’nın mutajen olup kanser riskini artırdığını gösteriyor. (Bu çalışmalar oldukça yüksek miktarda Stevia ile yapıldığı için gözardı edilebilir.) 
Ama asıl problem Stevia’nın genetik mutasyona sebep olup olmaması değildir. Asıl sorun Stevia’nın otoimmün hastalıkları bulunanlarda, hastalıkların gelişmesi ve ilerlemesinde büyük rol oynayan hormonları nasıl etkilediğidir.  Stevia’nın hem erkek hem de dişilerde gebelik önleyici etkileri olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Steviosid isimli bir steviol glikositinin dişi farelerde ciddi gebelik önleyici etkisi olduğu, yani Stevia’nın hem östrojen hem de progesteron hormonunu etkilediği görülmektedir.
Başka bir bilimsel çalışmada Stevia ile beslenen erkek farelerde doğurganlıkta azalma, testosteron hormonunda düşüş ve testiküler atrofi (üreme organının küçülmesi ve işlevselliğini yitirmesi) görülmüştür. 
Stevia’nın insan doğurganlığı üzerindeki etkisine dair bilimsel bir araştırma yoktur ancak Stevia’nın Güney Brezilya’da yaşamış olan Guarani yerlileri tarafından doğum kontrol amaçlı kullanıldığı bilinmektedir.  Arada bir ve az miktarda Stevia tüketiminin bir zararı olmasa da sürekli olarak tüketilmemelidir, özellikle de hormonal dengesi ve bağışıklık sistemi işleyişi bozulmuş olanlar tarafından.”
İnternette her şeyin lehine ve aleyhine bilgi bulmak mümkün. Ancak bu, o tür şaibeli bilgilerden değil. Stevia tüketimi ciddi anlamda bir sıkıntı. Vücudumuz doğal olsun ya da olmasın, kalorisi olmayan tatlandırıcıları tüketmeye uygun yapıda değildir. Stevia kulanmamamın asıl sebebi budur. Ek olarak tadı ve yedikten sonra ağızda verdiği hissiyat gerçekten çok kötü.

Kaynak : http://www.thepaleomom.com/2013/03/teaser-excerpt-from-the-paleo-approach-the-trouble-with-stevia.html


*Tariflerinizde kullandığınız bal/pekmez/hurma gibi ürünler kızınızın kan şekerini yükseltmiyor mu ?

Evet yükseltiyor. Neredeyse tüm gıdalar kan şekerini yükseltir. Ama kızım bu tür gıdaları uygun aralıklarla ve uygun dozda insülinle birlikte tüketiyor. Oturup kaşık kaşık bal, pekmez yemiyor. Tariflerimde de bu tür gıdaların miktarı oldukça kararında kullanıyor, hatta çoğu zaman miktarını takipçilerime bırakıyorum. Mümkün olan en doğal ve işlem görmemiş şekeri tüketmesini daha sağlıklı buluyorum. Diyabetlilere önerilen tatlandırıcıların (Stevia dahil – sebebi yukarıda) sağlıksız olduklarını düşünüyor, kesinle onaylamıyor ve önermiyorum.

Ancak çok fazla seçeneği olmayan diyabetliler maalesef bazen diyabetik ürünlere yönelebiliyor. Tüketmekte sakınca görmüyorsanız seçim sizin, tariflerimdeki bal/pekmez gibi gıdalar yerine tatlandırıcı kullanarak tariflerin zaten çok az olan karbonhidrat değerlerini iyice düşürebilirsiniz.


*Ne tür bal kullanıyorsunuz & Balın ısıtılması zararlı değil mi?
Doğal çiçek veya çam balı kullanıyorum.

Diğer konuya gelirsek, bu hususta bence en büyük otoritelerden biri olan Paleo Approach yazarı Dr. Sarah Ballantyne tatlandırıcı olarak bal ve pekmez tüketimini öneriyor. Ama özellikle ülkemizde “Aa bal/pekmez ısıtılmaz!” gibi bir anlayış geliştiğini görüyorum. Sebebi de balın ısıtıldığında Hidroksimetilfurfural yani kısaca HMF denilen organik bir bileşik üretmesi.

Ancak bilinmeyen şu ki kısaca HMF denilen bu organik bileşiği toz şeker, hindistan cevizi şekeri, agave şurubu, akçağaç şurubu, pekmez  vs de üretir.  Yani HMF sadece balın ısıtılması ile ortaya çıkmaz! HMF pişirilen tüm gıdaların oldukça sık rastlanılan bir bileşenidir. Kahve, leblebi, bebek mamaları, kuru meyveler (erik, hurma vs), sirke, şarap gibi bir çok yiyecek ve içecekte zaten bulunur. Karamelize işlemi, hatta ekmeğin ve kuru meyvelerin ısıtılması, kurutulması gibi işlemler gıda maddelerindeki HMF oranını artırırlar. Örneğin eti pişirmek, ızgara yapmak içeriğinde HMF oluşmasına sebep olur. UHT sütte de HMF vardır. Kısacası diyetiniz her gün kilo kilo pişmiş bal içermiyorsa bu konuda endişe etmenize gerek yok. Örneğin her sabah kahvenizi içtiğinizde muhtemelen ayda yılda bir tüketilen bir tatlının içerdiği 2 çorba kaşığı baldakinden daha fazla HMF almış oluyorsunuz.
Konuyu detaylı incelemek isterseniz,

Kaynak
http://www.pjbs.org/pjnonline/fin1382.pdf
https://en.wikipedia.org/wiki/Hydroxymethylfurfural
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21462333
http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0278691509005626
http://www.analiticaweb.com.br/newsletter/11/51864-UV-Furfural_Mel.pdf
https://books.google.com.tr/books?id=6cty8fU3v68C&pg=PA162&lpg=PA162&dq=Hydroxymethylfurfural%20in%20dried%20fruit&source=bl&ots=6urRqAdF7y&sig=KaNog06fpBd7mImYhJOayuwv88Q&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwj-6vqZwO3JAhUI3CwKHdAmAncQ6AEIYDAI#v=onepage&q=Hydroxymethylfurfural%20in%20dried%20fruit&f=false

*Tariflerinizin karbonhidrat değerlerini nasıl hesaplıyorsunuz?

Gıdaların besin değerlerini tüm detayıyla veren web siteleri mevcut.  İçindeki malzemeleri ayrı ayrı Google’da veya bu web sitelerinde aratıyorum. Sonra toplama işlemi yapıyor ve porsiyonlara göre bölerek ayarlıyorum.

Sık kullandığım malzemeleri içeren karbonhidrat tablosuna ana menüdeki CHO sekmesine tıklayarak ulaşabilirsiniz.


*Çocuğunuzun hiç mi patates, makarna, ekmek vs tüketmesine izin vermiyorsunuz? 

Elbette hayır. Genetiği ile oynanmamış tahıl tüketmesine izin veriyorum.


*Tariflerinizde kullandığınız tereyağı, doğal yumurta, çiğ sütü nereden temin ediyorsunuz ?

Çiğ süt, tereyağı ve yumurtayı tanıdığımız ve güvendiğimiz ufacık bir mandıradan temin ediyoruz.


*Hindistan cevizi rendesini kendiniz mi yapıyorsunuz?

Hayır, çok zahmetli olduğu için aktardan temin ediyorum. (Foto kaynak : www.vconnection.nl)

*Toz çiğ badem, toz çiğ fındık, toz keten tohumu, toz hindistan cevizi gibi gıdaları nereden temin ediyorsunuz?
Elektrikli kahve değirmenim var,  aktardan çiğ satın alıp kendim çekiyorum.

*Tarifleriniz bol bol kuruyemiş, tereyağı, kaymak, zeytinyağı gibi yağlı yiyecekler içeriyor, tamamı çok kalorili değil mi?
Sağlıklı yağları tüketmek kilo aldırmaz. Zaten tariflerim zayıflatma amacı taşımamaktadır.


*Yayınladığınız tariflerdeki gıdaları satıyor / yapmayı düşünüyor musunuz?

Hayır. Buna hiç vaktim, ihtiyacım veya eğilimim yok. Denediklerimi ihtiyacı olanlarla paylaşmak bana yetiyor.

Comments (19)

  • glutensiz ve kazeinsiz tariflerde verebilir misiniz

    Cevapla
    • tariflerimin tamamı glutensiz zaten. kazeinsiz de bir çok tarif mevcut. sevgiler

      Cevapla
  • Merhaba
    Sağlık profesyoneli ve antrenör olarak mutfakta da eşim ve ogluma ideale en yakin olani elde etmek adina- erkek olarak -0labldgnce destek olmaya çalışıyorum.Tekrar ve tekrar tebrik ederim ki boyle harikulade bir anne,araştırmacı ve blog adina itinalı birisiniz.
    Benim danismak istediğim Tahini ailecek cok cok seviyoruz, fakat a.aydin ve c.karatay hocamiz ve birkac kiymetli dr umuznda dediği gbi kizarmis ve beklemis yani trans yag olarak degerlendiriliyor. Cig susam dan tahin de internette tek bir yerde buldum ve ucuk bir fiyata.
    Benim öğrenmek istedigim oncelikle sizi tekrar tebrik etmek ve tahin konusunda elimizden birsey gelirmi bu konudaki fikriniz.
    Bu arada tahin helvaniza bayildik harikulade …

    Cevapla
    • merhaba, susamı fırınınızda hafifçe kavurup mutfak robotunda bir miktar sıvı yağ (örneğin yemeklik soğuk sıkım susam yağı) ile çekerek tahininizi kendiniz yapabilirsiniz. kuruyemiş ve tohumların smoking point denilen yandıkları belirli dereceler var. örneğin 200C üzeri gibi. ben de bu tür gıdaları çok yüksek derecelerde pişirmemeye dikkat ediyorum. elden gelen bu kadar:) çok teşekkür ediyorum güzel sözlerinize, çok sevgiler.

      Cevapla
  • Merhabalar, ben de nette araştırıp duruyorum, Cana hocanın yazdıklarını okuyorum ama siyez buğdayı konusunda ne düşüneceğimi bilemedim. Netten sipariş verilebilen, siyez buğdayından ekmekler falan yapan firmalar var. Bu buğdayın bilinen en ilkel formda, genetiği bozulmamış tek buğday olduğu ve bu nedenle glisemik indeksinin çok çok düşük olduğu iddia ediliyor. Bu konuda bir bilginiz var mı? Bu buğday diyabetliler için bir umut ışığı olabilir mi sizce? Ayrıca harikasınız, kitabınızı dört gözle bekliyor ve sağlıklar diliyorum.
    Aydemir Karaosmanoğlu

    Cevapla
    • merhaba 🙂 en sağlıklısı oldugunu düşündüğüm için -ve tahıldan tamamen vazgeçemediğimiz için- biz ailecek siyez ürünleri tüketiyoruz. ancak glisemik indeksi konusunda şunu söyleyeyim beyaz ekmekten çok da bir farkı yok, en azından tip 1 diyabetliler için. karbonhidrat içeriği de maalesef çok yüksek. çok teşekkür ediyorum

      Cevapla
  • Merhaba, oncelikle verdiginiz bilgiler icin cok tesekkur ederim. Sorum sacma olabilir ama yemek yapma islerine yeni girdigim icin sormam gerekiyor 🙂 Verdiginiz tariflerdeki badem veya findik tozunu cig olarak cektiginizi soylemissiniz. Bunlari kabuklariyla mi rondodan geciriyorsunuz yoksa oncesinde sicak suda bekletme gibi birsey yapiyor musunuz ince kabuklarini da soymak icin?

    Cevapla
    • merhaba. kuruyemişlerde phytic asit isimli zararlı bir bileşen mevcut bu sebeple tüm çiğ kuruyemişlerimi mutlaka suda bekletirim. Daha sonra kurutup öyle çekiyorum.

      Cevapla
  • Merhabalar,
    Blogunuzu yeni takip etmeye basladim ve herkes gibi emeginize hayran kaldim. Bu sebeple öncelikle böyle bir blog icin emek vererek, bizim gibi saglikli beslenmeye calisanlara da destek oldugunuz icin tesekkur ederim. Bilgi paylastikca cogalir.
    Sorum ise su: Kek, kurabiye gibi tarifler, un icermediginden sanirim, cok cabuk bayatliyor, ertesi gün sertlesmis oluyorlar. Bunu önlemenin bir yolunu bulamadim ne yazik ki. Yalniz yasayan biri olarak benim icin zor bir durum 🙂 Bu konuda bir tavsiyeniz olabilir mi?
    Sevgiler.

    Cevapla
    • merhaba, çok teşekkür ederim afiyet şifa olsun hepsi. dediğiniz gibi kekler sertleşiyor, kurabiyeler ise çabucak yumuşuyor. bunun çözümü elbette porsiyonları ufak tutmak ve azar azar yapıp pişirmek olacaktır.

      Cevapla
  • Merhabalar öncelikle tarifleriniz için çok teşekkür ederim bir sürü alternatifimiz var artık tariflerin arta kalanlarını buzluğa koyup dondursak sonra Laz’ım oldukça çıkarsak nasıl olur acaba? bir de Hindistan ceviZi rendesi marketlerde baharatlarla satılan değil mi iri onu alıp evde rondodan çekiyorsunuz sanırım ? Kuru yemişlerin içini mi suda bekletiyor sonra kurutuyorsunuz ?

    Cevapla
    • merhaba, tarife göre buzlukta tutulup tutulamayacağı değişir.
      hindistancevizi rendesi baharatçılarda satılan, evet.
      kuruyemişlerin içi suda bekletilip kurutuluyor.

      Cevapla
  • Merhaba,badem ununu temin ettiginiz bir yer var mi yoksa evde mi yapiyorsunuz aradim tarifine ulasamadim ben mi goremedim acaba?

    Cevapla
    • evde yapıyorum genellikle, özetle bademleri bir gece suda bekletip kabugunu soyup kurutup çekiyorsunuz. ama kocamaar.com.tr de badem unu satıyor

      Cevapla
      • Tesekkur ederim.bir de hurmatat sitesinden ne temin ediyorsunuz?hurma mi hurma suyu mu?tarifleri tek tek incelemedim henuz oradan alipta tariflerde kullandiginiz urunler nelerdir?hurmatat in hurma suyu bir sitede indirimdeydi kullanabilecegimiz bir alternatif ise alacagim once size sorayim dedim ?

        Cevapla
        • merhaba,sadece hurma suyu alıyorum.

          Cevapla
  • Cok tesekkur ederim hoscakalin ?

    Cevapla
  • Merhaba. Lektin tüketimi hepimiz için mi zararlı. Yoksa sadecw alerjisi olanlara mı. Ben faydalı diye birde kızım seviyor diye bakliyatı özellikle mercimek ve kurufasülyeyi çok yapıyorum

    Cevapla
    • herkes için maalesef. abartmamakta fayda var.

      Cevapla

Write a comment