Ruhunuza yapışmış sülüklerdir toksik insanlar.
Sonunda yaz bitti ve pazarda karşılaşmak için sabırsızlandığım balkabağının, kestane ve Trabzon hurmasının, tatlı patatesin çıkacağı o güzelim aylara geldik.
Buğday, yulaf, arpa, çavdar, mısır, pirinç tüketemiyor olabilirim. Ama bu benim leziz şeyleri seven biri olduğum gerçeği ile birleştiğinde ortaya böyle ilginç tarifler çıkıyor işte.
Bu hafta beni en sevindiren olay Bade’nin yeni okuluna gidip okul hemşiremiz ile tanışmak oldu. Okulumuz yeni diyorum ama gerçekten yeni, eğitime bu yıl başlayacaklar. Sadece biz değil herkes yeni yani. Evimize ise o kadar yakın ki..
Baklava denildiğinde hepimizin aklına elbette ilk önce Gaziantep gelir. Sadece baklava yemek için günübirlik Gaziantep’e gitmeyi düşündüğümü, hatta uçak bileti baktığımı bile bilirim.
Duyduk duymadık demeyin. Badecik ilk defa bir yarışmaya katıldı ve kazandı. Ne yarışması diye soracak olursanız söyleyeyim: En Güzel Çığlığı Atma Yarışması.








